Demans, Alzheimer ve Fizik Tedavi
Demans Nedir?
Halk arasında bunama denilen demans kelimesi, Latincede zihin anlamındaki mens kelimesinden gelir. Demans zihnin yitirilmesi anlamını taşır. Günümüzde tüm dünyada yaklaşık 40 milyon kişi büyük bir kısmı Alzheimer hastalığı olmak üzere demans tanısı ile takip edilmektedir. Bu sayının 20 yılda bir ikiye katlanarak devam etmesi bekleniyor.
Demans genellikle ilerleme gösterir ve de sinsi başlangıçlıdır. Yani, hastalık beyinde giderek yayılır ve kişide görülen belirtiler zamanla kötüleşir. Demansın birçok çeşidinde, beyindeki bazı sinir hücrelerinin çalışması durmakta, diğer hücrelerle bağlantısı kaybolmakta ve ölmektedir.
Bir zihinsel yıkım tablosu olarak tanımlanan demans sendromunu oluşturan hastalıklar esas olarak beynin limbik sistem adı verilen bölümünde meydana gelir.
Dolayısıyla unutkanlık, yön bulma güçlüğü, yargılama-problem çözme güçlükleri gibi demansa özgü belirtiler, anksiyete, halüsinasyon gibi psikolojik semptomlar hastalığın tablosunda yer alır.
Demansın Nedenleri?
-Alzheimer hastalığı
-Vasküler nedenler
-Toksik nedenler (ilaçlar, ağır metal maruziyeti vs.)
-Nörolojik hastalıklar (beyin tümörü, beynin oksijensiz kalması vs)
-Psikiyatrik bozukluklar (depresyon, psikoz gibi)
-Enfeksiyöz nedenler (ensefalit, menenjit vb)
Demansın en sık nedeni Alzheimer Hastalığıdır. (tüm demansların 3’te 2’sinden fazlası)
Alzheimer Hastalığı Nedir?
Tipik Alzheimer hastalığı yakın bellek, konuşma, görsel-mekânsal işlevlerin bozulduğu bir hastalıktır. Alzheimer hastalığının başlangıç yaşı 40-90 yaş arasıdır fakat genelde 65 yaştan sonra başlar. Hastalığın görülme sıklığı da yaşla birlikte artış gösterir. Hastalığın prevalansı 65 yaş üstü popülasyonda ortalama olarak yüzde 8’dir. 85 yaş üzerinde %30-47 dir. Hastalık tanısı konduktan sonra beklenen yaşam ömrü ortalama 8 yıldır.
Alzheimer Hastalığı Neden Olur?
Alzheimer hastalığı henüz nedeni tam aydınlatılamayan şekilde beyin hücrelerinin programlanandan daha erken ölmesi nedeniyle olmaktadır (yaşla beraber her kişide beyin hücre ölümü olmaktadır ama Alzheimer hastalığında bu süreç çok hızlı ve erken olmaktadır). Hücre ölümüyle birlikte beyin yavaş büzüşmeye başlar ve küçülür
Alzheimer hastalığı etkilenen bireyler için yaşam beklentisinin kısalması, fiziksel/fonksiyonel kayıp, bakım evlerinde takibe neden olması, yalnızca hastalar için değil yakınları için de zorlu bir süreç ve aynı zamanda büyük bir mali yük oluşturan önemli bir halk sağlığı problemidir.
Günümüzde Türkiye’de 300 bin civarında Alzheimer hastası olduğu düşünülmektedir. Genç nüfusun giderek yaşlanacağı bir ülke olarak Türkiye’de 30-40 yıl sonra bu hastalığın en önemli sağlık sorunu olacağı düşünülmektedir.
Alzheimer Hastalarının Klinik Özellikleri
Mental değişikliklerin başlangıcı sinsidir, hastaların çoğu kötüleşme başladıktan aylar, yıllar sonra fark edilirler. Ana şikayet unutkanlıktır. Hasta yeni bilgiler öğrenmekte güçlük çeker.
Alzheimer hastalığında tanıma belleği de bozulmaktadır. Hastalığın ileri dönemlerinde uzak bellek de bozulmaktadır.
Alzheimer’da hatırlanması gereken bilginin işlenmesine yardımcı olabilecek semantik stratejiler ve ipuçlarını kullanma yeteneği azalmıştır. Hastalığın ilk evrelerinde bellek dışında ilk bozulan bilişsel işlev dikkat bozukluğudur.
Lisan bozukluğu ile ilgili erken belirtiler kelime geri çağırmada, nesne adlandırmada ya da doğru kelimeyi bulmada zorlanmadır. Lisandaki bozulmalar neticesinde hastalar, dolambaçlı yoldan konuşurlar. Konuşmada duraksamalar ve konuşma içeriğinde fakirleşme ortaya çıkar.
Yemek pişirme, giyinme, alışverişe çıkma gibi yürütücü işlevlere dayanan günlük faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde başarısızlıklar ortaya çıkar.
Birden fazla işi bir arada yürütme ya da birkaç kişi arasındaki konuşmaları izleme gibi yürütücü işlevlere dayanan davranışlar da giderek bozulur.
Görsel-mekânsal işlevlerin bozulmasıyla öncelikle sokakta gideceği yönü bulamayan Alzheimer hastaları, hastalığın ilerlemesiyle birlikte, evin içinde de mutfak, tuvalet ve salonu karıştırmaya başlarlar.
Hastalığın son evresinde agnozi ve apraksi durumu ortaya çıkar. Görsel, işitsel ve taktil agnoziler görülür. Yüz tanımaya ilişkin agnozilerin yanında hastalığı inkar etme/tanımama durumu da oldukça yaygındır.
Apraksi ise öğrenilmiş istemli karmaşık hareketlerin yapılmasında bozulma anlamına gelir. Hastaların ortalama yaşam süresi tanı konulduktan sonra ortalama 8 yıldır. Hastalar bu süre içerisinde tüm bilişsel işlevlerini kaybederek, yatağa bağımlı ve çevreye cevapsız hale gelir. En sık ölüm nedenleri akciğer problemlerindendir.
Alzheimer Tedavisi
Alzheimer hastalığının kesin bir ilaç tedavisi günümüzde hala bulunmamaktadır. Fakat kullanılan bazı ilaçların ılımlı etkisi vardır. Bu ilaçların hastanın bağımsız yaşamını sürdürme yetisini geciktirdiğine dair çalışmalar vardır.
Bu ilaçlarla hastanın semptomlarını iyileştirmek, hastalığın progresyonunu bir nebze yavaşlatmak, hastanın günlük yaşamdaki aktivitelerini düzeltmek mümkün olabilmektedir.
Alzheimer ve Fizik Tedavi
Günümüzde kognitif problemli veya demanslı kişiler için geliştirilmiş genel egzersizlere artan bir ilgi oluşmuş ve bir takım egzersiz yaklaşımları geliştirilmiştir. Farmakolojik olmayan bir yaklaşım olan egzersiz, yaşlanan beyinde kognitif fonksiyonlardaki azalmayı önleyebilmekte ve geciktirebilmektedir. Yaşlanmayla birlikte beynin kognisyon ile ilgili kısımlarındaki kan akımında değişiklikler meydana gelmektedir. Orta şiddetteki bir egzersiz programı sonucunda da beyne giden kan akımı akut süreçte artmaktadır. Egzersiz ile yeni nöron oluşumu artmakta ve nöroplastisite sağlanmaktadır. Böylece kognisyonla ilgili frontal ve parietal alanlarda daha iyi aktivasyon sağlandığı düşünülmektedir (Cass, 2017; Hoffman vd., 2016; Deslandes, 2013)
Finlandiya Alzheimer Hastalığı Egzersiz (FINALEX) çalışması ile bir yılboyunca haftada iki gün fizyoterapist gözetiminde yapılanegzersiz programlarının hafif demans hastalarında fiziksel işlevsellik, ileri demans hastalarında ise düşmeler açısından fayda sağladığı görülmüştür (Öhman vd., 2015).
Alzheimer hastalarında solunum sistemi problemlerinin morbidite ve mortalite oranını artırması nedeniyle ileride yapılacak çalışmalar için bu hastalarda solunum sistemi değerlendirmesinin ve medikal tedavinin yanı sıra solunum egzersizleri başta olmak üzere fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamalarının da ele alınması gerektiği önerilmektedir.
Farmakolojik olmayan önemli bir yaklaşım olan egzersiz konusunda hastalar ve aileler bilgilendirilmeli ve kişinin fiziksel kapasitesine uygun bir egzersiz programı reçetesi
için fizyoterapistlere yönlendirilmelidir. Bu konuda Alzheimer hastaları için evde fizik tedavi konusunda alanında uzman fizyoterapistler tarafından destek alınabilmektedir.