İnme Rehabilitasyonunda Nörofizyolojik Yaklaşımlar

İnme Rehabilitasyonunda Nörofizyolojik Yaklaşımlar

Yayınlanma Tarihi: 2016-04-01 20:07. Okunma 5781.

ROOD YÖNTEMİ (1954) Rood motor fonksiyon ve duysal mekanizmayı birbirinden ayrılmaz olarak tanımlamıştır. Duysal uyarıyı fırçalama, germe, buz ve vibrasyon gibi yöntemlerle sağlamaya çalışmıştır. Bu temel uyarı üzerine yüzüstünden ayağa doğru aşamalı motor gelişim paternleri kullanmıştır. Amacı fonksiyonu ve postüral cevapları stimüle ederek buradan kaynaklanan otomatik yanıtlarla normal paternleri geliştirmektir. Günümüzde tüm öğreti kullanılmamakla birlikte duysal uyarılarla ilgili açıklamaları gittikçe önem kazanmakta ve tedavilere eklenmektedir.

PROPRİOSEPTİF NÖROMÜSKÜLER FASİLİTASYON (PNF, 1954) Herman Kabat'ın bulduğu, Fizyoterapistler tarafından geliştirilmiş bir yöntemdir. Hareket paternlerini günlük yaşamda kullandığımıza benzer şekilde masif olarak yani diagonal ve spiral özellikleriyle tanımlamışlardır. Kasların paternlere göre çalışma düzenlerini belirleyerek, fasilitasyonu artırmak amacıyla germe, maksimal direnç, kuvvet yayılımının kullanıldığı teknikler geliştirmişlerdir. Amaç merkezi sinir sistemine afferent proprioseptif yolla etki ederek eksitasyonu artırmak, motor ünite katılımını maksimuma ulaştırmaktır. Günümüzde spastisite üzerinde etkili olması nedeniyle fasilitasyon amacından çok, inhibisyona yönelik öğretileri inme rehabilitasyonunda kullanılmaktadır.

BRUNNSTROM (1956) Serebrovasküler olaya özel motor bozuklukların tedavisine yönelik olarak geliştirilmiş ilk sistematik tedavi yöntemidir. Merkezi sinir sistemi lezyonu sonrasında hareket yeteneğinin primitif hareket paternleri şeklinde ortaya çıktığı prensibine dayanır. Bu hareket paternleri ekstremitelerin kaba fleksiyon ve ekstansiyonu şeklindedir. Bu yaklaşımda tedavinin erken dönemlerinden itibaren bu hareketler sinerjiler olarak yerleştirilmeye çalışılır. Sinerjiler istemli olarak başarıldığında, kolaydan zora doğru normal ve fonksiyonel hareketlere geçilir. İyileşme devreleri belirlenerek bu devrelere uygun tedavi uygulanır. Ancak günümüz anlayışına göre fonksiyona yönelik tedaviler tercih edilmektedir.

BOBATH KONSEPTİ Karl ve Bertha Bobath tarafından temelleri atılmış olan bu yöntem, hastaları aktif yaşam tarzına döndürmeyi hedefler. Tedavinin amacı iyileştirilen postüral kontrol ve fasilite edilen seçici hareketlerle fonksiyonu en optimal şekilde ortaya çıkarmaktır. Bobath konsepti, fonksiyonda, tonusta, harekette bozuklukları olan hastaları problem çözmeye dayalı olarak değerlendirme ve tedavi etme şeklidir. Ana amacı normal hareketlerin tekrar öğretilmesidir. Her iki tarafı da kullanarak vücudu bir bütün olarak kabul eder. Hasta daha az adaptif cihaz kullanır. Normal kas tonusuyla serbestçe hareket edebilir duruma getirilmeye çalışılır. Spastisiteyi azaltmak için spesifik teknikler kullanılır.

JOHNSTONE YAKLAŞIMI (1980) Bu yaklaşımın getirdiği en önemli yenilik basınç splintlerinin kullanılmasıdır. Splintin amacı egzersiz sırasında ekstremiteyi antispastisite pozisyonunda tutarak gerekli desteği sağlamak, birleşik reaksiyonlar kontrol altında tutmak, derin ve sabit basınç uygulamasıyla kas eklem pozisyon algılama reseptörlerini uyarmak, dominant reflekslerin inhibisyonunu sağlamaktır.

KISITLAYICI-YOĞUNLAŞTIRILMIŞ TERAPİ İnme sonrası gelişen hemiparezili hastalarda üst ekstremite rehabilitasyonu için yeni bir yaklaşımdır. Bu tedavi yönteminde etkilenmeyen üst ekstremite koruyucu eldiven ve askı ile engellenir. Engelleme programı genelde 10-15 gün yüm günün yüzde 90'ında uygulanır.


nörolojik rehabilitasyon inme rehabilitasyonu inme tedavileri felç rehabilitasyonu felç fizik tedavi
Fizyoterapide her zaman bir umut vardır